15.Kasım.2004 Başörtülü Hanımefendi Kardeşlerime Açık MektupBismillâhirrahmânirrahîmEsselâmu Aleyküm, Acırım tükrüğe billâhi tükürsem yüzüne! Başörtüsüne karşı duran bir Anadolu insanı bırakın dinine karşı olmayı, kendi ülkesine ve kültürüne karşıdır demektir, bir zamanlar Maraş`ta örtüye el uzatan düşmanla ,aman dikkat!, "ERMENİ DOSTU FRANSIZLA" aynı safta demektir... Öyle ise sen de bu yanlışa düşme; bir zamanlar namusuna, örtüsüne, vatanına saldıran o düşmanla savaşan, bu uğurda kolunu, bacağını kaybeden ve hatta şehid düşen atalarının kemiklerini sızlatma ey Anadolu insanı, sızlatma ey Anadolu insanı: Düşün altındaki binlerce kefensin yatanı! Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı, Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı! Evet değerli kardeşlerim, bu önemli girişin ardından tekrar esas konumuza dönelim: Çok Değerli Başörtülü Hanım Kardeşlerim, Örtünme emrinin amaçları arasında siz değerli hanım kardeşlerimizi kem gözlerden, hain bakışlardan korumak ve yabancı erkeklerin dikkatinin üzerlerinize çekilmemesini sağlamak olmasına rağmen, bazı kardeşlerimiz bu emri yerine getirmeye çalışırken yaptıkları hatalarla bu amaçların tersinin gerçekleşmesine sebep oluyor ve maalesef örtünüyoruz sandıkları halde örtünmüyorlar. Bu durum da sizleri seven ve saygı duyan biz erkek din kardeşlerinizi üzüyor. Çünkü siz bizler için çok değerlisiniz. Sizler bizim ya anamız, ya bacımız, ya kızımız ya da hanımımızsınız. Bizler sizin yalnızca Allah`ın emrini tutarak örtünmenizden dolayı sizlerle gurur duyuyoruz, sizler bizim namusumuz ve Fatih`leri doğuran ve doğuracak en değerli varlıklarımızsınız, bizler sizin saçınızın bir telini bile esen rüzgardan sakınırız, kıskanırız. Şimdi burada öncelikle konumuzla ilgili olan ve eğer müslümansak bizleri bağlaması gereken, hanımların giyinmesi ile ilgili bir ayeti, Peygamberimizin sözleri olan hadislerden birkaçını ve O`nun ocağında yetişmiş değerli hanımı Hz. Aişe`nin iki sözünü sizlere hatırlatmak istiyorum: 1- Ayet: "Mü`min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları hariç, zinetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar... Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar..." (Nûr Suresi Ayet 31.) "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü`minlerin kadınlarına dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır esirgeyendir." (Ahzâb Suresi, Ayet 59.) 2- Hadis: Hz. Aişe`den rivayet edildiğine göre bir gün kızkardeşi Esma ince bir elbise ile Rasulullah`ın huzuruna girmişti. Hz Peygamber bunun üzerine hemen ondan yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadınlar erginlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz Peygamber bunu söylerken yüzünü ve ellerini işaret etti. (Yani yüz ve eller dışındaki organların görünmesinin uygun olmadığını belirtti.) (Ebu Davud Libas 31.) 3- Hadis: Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: "Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar." (Ebu Davud Libas 125, Cennet 52.) 4- Hadis: Birgün Peygamberimiz bir arkadaşına Mısır`da dokunmuş bir keten kumaş vermiş, yarısından kendine gömlek diktirmesini, diğer yarısından ise hanımının giysi yapmasını istemiştir. Ancak daha sonra şöyle buyurmuştur: "Hanımına git söyle altına bir gömlek diksin. Çünkü vücut şeklinin ortaya çıkmasından korkarım." (El Kurtubî, El Cami`, XIV, 156.) 5- Peygamberimizin Hanımı Hz. Aişe`nin Sözleri: Temim Oğulları kabilesinden bir takım kadınlar Hz Aişe`yi ziyarete gelmişlerdi. Üstlerinde ince giysiler vardı. Hz Aişe onlara şöyle dedi: "Eğer sizler mü`minler iseniz, bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer mü`min değilseniz o zaman durum değişir." Yine birgün onun huzuruna, ince başörtülü bir gelin getirilmişti. Bunun üzerine O şöyle dedi: "Nûr Suresine inanan bir kadın bunu örtünmez." (El Kurtubî, El Cami`, XIV, 157.) 6- Hadis: "Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına giderse zinaya bir adım atmış olur." (Tirmizi, Edeb, 35; Nesâî, Zîne, 35) 7- Hadis: "Kadınlardan erkeklere benzeyenlerle; erkeklerden kadınlara benzeyenler bizden değildir." (Buhârî, Libas, 61) Muhterem Başörtülü Kardeşlerim, Şimdi sizlere bu mektubu yazma sebebim olan noktalara değinmeye geçebilirim. Burada bazı hanım kardeşlerimizin özellikle yaz aylarında düştükleri örtünme ve giyinme yanlışlarını madde madde sayarak sizleri uyarmak istiyorum: 1- İçi gösteren astarsız ve ince gömlek, elbise, özellikle etek (şifon ve organze türü): Bazı kardeşlerimiz sokakta dış elbise olarak, güneş ışığı veya dükkanların ışıkları vurduğu zaman ve hatta ışık vurmadan bile içini gösteren ince elbise veya ceket altı etek giyiyorlar. Bu da çok vahim sonuçlara neden oluyor ve maalesef bazen içiniz görünüyor. Kardeşlerimiz bu tavırlarıyla yukarıda saydığımız 2, 3, 4 ve 5. hadislere aykırı davranıyorlar. Lütfen bu hataya düşmeyiniz. 2- Dar ve vücuda yapışan elbise, tişört ve gömlek: Sokakta dış elbise olarak bu tür şeyler giyilince vücut hatları belli oluyor ve erkeklerin dikkatini çeker bir hale geliyor. Bu tür giyinişler de örtünme emrinin genel amaçları ile yukarıdaki 3. ve 4. hadislerin emirlerine aykırı. Lütfen sokakta ve yabancı erkeklerin yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri giymeyin. 3- İçi göstermese ve dar olmasa bile kumaşının türü sebebiyle vücuda yapışan ve vücut hatlarını belli eden elbise ve etek. (Buzy, ipekli türü vb.): Bir üst maddedeki mahzurlar bu tür giyinişte de mevcut. Lütfen sokakta ve yabancı erkeklerin yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri giymeyin. 4- Pantolon: Bazı başörtülü hanım kardeşlerimiz dış giysi olarak beline kadar bir üst elbise veya ceket giydiği halde belden aşağısı açıkta kalacak şekilde altına pantolon, hatta bazen dar pantolon ve hatta ne kadar acıdır ki bazen de bulucin giyiyorlar. Bu da vücut hatlarını belli ediyor. Üstelik başörtülü bir hanımın böyle giyinmesi daha çok dikkat çekiyor ve İslâm`la alakası olmayan insanların bile "Şuna bak bir de başörtüsü takıyor!" demesine neden oluyor. Onların öyle demesi bir yana bu tür giyinişler örtünme emrinin genel amaçları ile çelişki halinde. Bir de bu tür bir giyiniş yukarıdaki 7. hadiste geçen Peygamber Efendimizin, kadınların erkeklere benzemesini yasaklayan emrinin sınırlarını zorluyor. Lütfen bu tür olumsuzluklara sebep ve bir erkek giysisi olan pantolonu burada belittiğimiz şekliyle sokakta giymeyiniz. 5- Kısa kollu elbise: Hayret edilecek bir şekilde son zamanlarda bu tür giyinişlere de rastlıyoruz. Özellikle bazı genç hanım kardeşlerimiz de yaz aylarında üstlerine delikli, dantelli veya saydam bir üst giyisisi alıyor ve kısa kollu giyisisi bunun altından görülüyor. Oysa örtünme emrinin gerçekleşmesi için kolların kapalı olması gerekiyor. Yukarıdaki 2. hadiste Peygamberimiz, hanımların yabancı erkeklere karşı yalnızca yüz ve ellerinin açık kalacabileceğini söylüyor. Lütfen bu noktaya dikkat edin ve bu tür yanlışlara düşmekten kaçının. 6- Yırtmaçlı etek: Anlaşılması çok güç ama bazı kardeşlerimiz de dış elbise olarak altlarına yırtmaçlı etek giyiyorlar. Gene anlaşılması çok güçtür ki bu yırtmaç bazen diz kapaklarına kadar bile çıkabiliyor. Kardeşlerim! Böyle örtünme olur mu? Yanlış yapıyorsunuz! Yoksa son zamanlardaki tesettür tartışmaları, televizyon ve tesettür defileleri vs. bizlere temel bazı şeyleri, bazı değerleri unutturdu mu? Kardeşlerim bu tarzda bir giyinmeyle ayete de hadise de, örtünme emrinin amaçlarına da muhalefet ediyorsunuz. Tesettürlü bir hanımınefendinin böyle bir giyiniş tarzı olamaz. Lütfen bu hataya düşmeyiniz. 7- Manto ve pardesü türlerinden: a-)İçini gösterecek kadar ince, b-)Vücut hatlarını belli edecek kadar dar veya ince, c-)Çok aşırı süslü, d-)Çok dikkat çekici renkli (mesela kırmızı), e-)Uzun yırtmaçlı, f-)Parlak deri, g-)Bele doğru daralan (Rus modeli): Bu tür pardesü ve mantolar da dikkatleri üzerinize çekmenize veya bazen vücut hatlarınızın belli olmasına sebep oluyor. Oysa örtünme emrinin amaçları arasında bunları önlemek var. Lütfen pardesü ve mantonuzun böyle olmamasına özen gösterin. 1- İçini gösteren ince türde baş örtüsü: Yine arkadan ışık vurunca ve hatta bazen vurmadan bile içini gösteren başörtüler takılıyor. Bu durum da yukarıda 5. maddede Hz. Aişe`nin söylediği gibi dinin bu emrine açık bir muhalefet oluyor. Lütfen sokakta takacağınız başörtünüzü seçerken ve takarken içini göstermeyecek kalınlık ve kalitede olmasına dikkat edin. 2- Boynu örtmeyen baş örtüsü: Bu yanlış uygulamaya da oldukça çok rastlanıyor. Yalnızca çene altında veya ensede bir düğüm atılınca boyun açık kalıyor ve yukarıdaki 1. ayette geçen "Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar" emri gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzün ucunu boynunuzu da kapatacak şekilde yakanızın üzerine sarkıtın. 3- Saçı tam örtmeyen, saçtan arkaya kayan ve saçın önünü dışarı çıkaran baş örtüsü: Bu yanlışa bir üst 2. maddedeki gibi başını bağlayan kardeşlerimiz düşüyor ve örtünme emri tam olarak gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzü güzel ve sağlam bağlayarak veya altına tülbent takarak kaymamasını ve saçınızın hiçbir tarafının görünmemesini sağlayınız. 4- Aşırı süslü, dikkat çekici renkte (mesela kırmızı) ve yaldızlı başörtüsü: Bu tür başörtüsü de dikkatleri ve bakışları üzerinize çekiyor. Oysa ki bu sonuç örtünme emrinin hedeflerinden değil. Lütfen sade veya aşırı süslü olmayan başörtülerini tercih edin. 5- Sarkan kısımları pardesü veya elbisenin içinde bırakılmak ve boyun veya ense üzerinde düğümlenmek suretiyle iyice sıktırılan, böylece başın veya saçın şeklini tamamen ortaya çıkaran başörtüsü: Yukarıda saydıklarım kadar tehlikeli olmasa da bu uygulama özellikle genç hanım kardeşlerimiz arasında oldukça yaygın. Hele bazı kardeşlerimiz başörtülerini böyle bağlamakla birlikte bir de saçlarını topuz yapıyor veya yukarıya doğru topluyorlar. Bu durumda başları 3. hadiste geçen tabirle "deve hörgücü"ne benziyor. Takdir edersiniz ki bu da çok dikkat çekici oluyor. Bu kardeşinizi dinlerseniz lütfen sokakta başörtünüzün alt kısmını elbise ve mantonuzun içinde bırakmayıp ayette emredildiği gibi yakanızın üzerine koyarak sarkıtın derim. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Bazı genç hanım kardeşlerimin kullandıkları; -Özellikle nakışlı eşarp altı alın süsleri, -Dış elbisenin üzerine giyilen çok süslü ve dikkat çekici delikli, dantelli, saydam veya çok parlak deriden ceketler, -Cafcaflı ve parlak çantalar, -Aşırı süslü, dikkat çekici, uzun topuklu veya çok yüksek tabanlı ayakkabılar, -Tıbbî zorunluluğu olmayan ve gösteriş niyetiyle takılan güneş gözlükleri, -Yukarıdaki 6. hadise aykırı olarak aşırı tarzda parfüm sürünme ve makyaj. Çok Değerli Genç Hanımefendi Kardeşlerim! Gençlik çağında olmanız sebebiyle güzel görünmek ve beğenilmek istediğinizi biliyorum. Ancak inanın ki siz kardeşlerimin güzel olmak ve beğenilmek için bu süslü şeylerin hiçbirine ihtiyacınız yok. Çünkü sizin yüzünüzde Allah`ın verdiği bir nur var, sizin yüzünüzde Peygamberimizin "İmandandır" dediği "Hayâ"nın yani utanmanın güzelliği, berraklığı, temizliği var. Bu güzelliği ve nuru siz göremeseniz de biz görüyoruz; siz bilemeseniz de biz biliyoruz. Hatta öyle ki bu nurunuz bazı karanlık odakları ve yarasaları da rahatsız ediyor... Bu güzelliğiniz, bu nurunuz yıkılmak, yok edilmek isteniyor... Kardeşlerim, tabii ki temiz, uyumlu ve size yakışanı giyeceksiniz, tabii ki paspal olmayacaksınız. Temizlik ve düzen zaten bizim dinimizin emirleri arasında. Ama bir müslümanın çoğu işinde olması gerektiği gibi orta yolu kaybetmeyeceğiz. Bahsettiğim türlerde yanlış giyinerek dikkat çekme sınırına geçmeyeceğiz. Ve genç kardeşlerim şunu da bilin ki eğer evleneceğiniz erkek, sizi sadece görünüşünüzden ve güzelliğinizden dolayı beğenecekse bu durumun ileride sizin için bir felaket olma ihtimali vardır. Çünkü güzellik birgün gidebilir veya birgün sizden daha güzel bir insan çıkabilir; eğer o kişi sırf güzelliğinize bakıp da sizi tercih etmişse böyle bir durumda sizden uzaklaşması ihtimali de yüksektir. Buna karşılık beğenilmenizi ve tercih edilmenizi sağlayan sizin temizliğiniz, sadeliğiniz, iç güzelliğiniz, hayânız, terbiyeniz ve ahlâkınız olursa -Allah`ın izniyle- ömür boyu hiç bitmeyecek güzellikler başlar. Eğer imanlı ve dindar beyler istiyorsanız bu niyette olmanızı tavsiye ederim. Çünkü sizi arayacak olan müslüman ve dindar erkekler de Peygamber Efendimizin şu hitabıyla karşı karşıyadır ve ona göre hareket edeceklerdir: "Kadın dört şeyi için nikâhlanır: Malı, güzelliği, soyu ve dini için. Sen dindar olanını tercih et..." Kardeşlerim, bendeniz buna inandım, böyle yaşadım, böyle dua ettim, böyle aradım ve Allah da bana tam istediğim gibi bir hanım verdi...Umarım size de salih beyler nasib eder. Değerli Başörtülü Hanım Kardeşlerim, Bu söylediklerimi lütfen "İyi dost acı söyler." sözü çerçevesinde, sizleri seven bir kardeşinizin uyarısı olarak alın. Benim kimseye bir kastım veya ithamım yok. Allah ve Resulunu tasdik eden herkes müslümandır. Ancak Allah`ın bir emrini yerine getirirken bunu doğru uygulamak lazım; yoksa bilmeden zararlı çıkılabilir veya hedeflenen fayda elde edilmez. Dediğim gibi sizler bizim için çok değerlisiniz. Onun için bu kadar şey söyledim. Değerli olmasanız "hadi canım banane" der geçerim. Ama bunu yapamıyorum, çünkü sizler bizim umudumuzsunuz. Son olarak sizlerden iki ricam var; Birincisi, lütfen kitap okuyarak veya alim insanların katıldığı hanım toplantılarına katılarak, İslâmî radyoların programlarını dinleyerek bilginizi artırın ve dinimizi doğru öğrenin, doğru öğrenilmesini sağlayın. Dünya hayatınız ile ilgili bilgilerin yanında ahiret hayatınız için de bilgiler öğrenin. Benim burada anlattıklarım bazı yanlışlara dikkat çekmektedir, sizin başörtüsü ve diğer meseleler ile ilgili bilmediğiniz bir konu varsa ayrıntılı bilgi için güvenilir ilmihal kitaplarına başvurun ve bilgiyi tam kaynağından öğrenin. İkincisi ve en önemlisi; lütfen burada yaptığım uyarıları tanıdığınız başörtülü arkadaşlarınıza da ulaştırın ve bunların mümkün olduğu kadar çok insana ulaşmasını sağlayın ki bu yanlış uygulamalar sona ersin. Mektubuma burada son verirken hepinize en içten saygılarımı sunuyor ve sizleri Allah`a emanet ediyorum. Umarım siz de bana dua eder ve: "Allah`ım bu kardeşimize ilim yolunu nasib et, onun ilmini artır ve onu sâlih kullarından eyle." dersiniz. Esselâmu Aleyküm. Rumuz Özkan İsmail Sen ey müslüman kızı sen namus timsalisin |
Not 1: "Hiçbir değişiklik yapılmamak" ve "web adresimiz de kaynak gösterilmek şartıyla", bu yazı her türlü gazetede, dergide, tv`de, radyoda, web sitesinde yayınlanabilir, istenildiği şekilde kullanılabilir. Bu yazıyı kendine malederek yayınlayanı Allah Tealaya havale ediyorum.
NOT 1'E ÇOK ÖNEMLİ EK (21.10.2005): Mektubumu alıntı yapan birkaç web sitesinde, mektubun altına başka bir kişinin adının yazıldığını ve bir de e-posta adresi konulduğunu gördüm. Bütün kardeşlerimi, buradan başka herhangi bir web sitesinde veya yazılı-görsel basında görmeleri muhtemel, bana ait izlenimi verilmiş herhangi bir isme, e-posta adresine veya fotoğrafa itibar etmemeleri noktasında uyarıyorum. Ben internet üzerinden kesinlikle e-posta adresi vermiyorum, kimse ile yazışma veya chat yapmıyorum. Size ulaştığım tek nokta bu sitedir -her ne kadar yeni mektup yayınlamasam da-. Bilgi ve dikkatlerinize önemle arzederim.
(Yeri gelmişken söyleyeyim, tanımadıkları erkeklerle chat yapmalarını ve yazışmalarını da hiçbir müslüman hanım kardeşime tavsiye etmiyorum. "İslami moda", "İslami chat" ve "İslami evlilik" gibi başlık ve konularla yayın yapan sitelerde, siz hanım kardeşlerime kurulmuş büyük tuzaklar olabileceği noktasında sizi uyarıyorum.)
Not 2: Eğer isterseniz aşağıdaki resmi web sitenize koyarak bu sayfaya link verebilirsiniz.
Not 3: Başörtülü kardeşlerimize yapılan bütün eziyet ve haksızlıkları protesto ediyoruz. Aşağıdaki bayraklardan istediğinizi sitenizde kullanabilirsiniz.
1- Hz. Aişe Annemize Mektup
2- Kur`ân-ı Kerîm`in Bütününü Anlamada ve Dînî Hayatta Peygambere Uymanın Gerekliliği Hakkında Bir Mektup